Kalübela'dan Beri Yüklenmiş Âlemler Bana! | Sadi İnak

İskele Editörü tarafından yazıldı. Aktif .

KALÜBELA'DAN BERİ YÜKLENMİŞ ÂLEMLER BANA!

Astronomi, bilimlerin en eskisi imiş...
Ben de eskiyim o'nun gibi...
Kalübeladan bu yanayım. Ta oradan beri yüklenmiş âlem ve âlemler bana!
İşte o gün, ruhumun derinliklerine yine o uçsuz bucaksız Yedi Gök yerleştirilmiş!
Görünenlerle görünmeyenler, bilinenlerle bilinmeyenlerin esrarı o gün üflenmiş içime!
Bendeki gökler de direksiz ve desteksiz. Hani, berrak bir havada gökyüzüne bakan çıplak gözler ikibinin üstünde yıldız görebiliyorlar ya, benim de semamda en az o kadar yıldız var!
Bende de var çoban Yıldızı, Kuyruklu Yıldız! Yolunu kaybetmişlere yön bulsunlar diye parlayan Kutup Yıldızı bende de var! Benim de asumanıma Samanyolu serpilmiş!
Satürn, Mars, Jüpiter bende yok sanma! Kozmik bir âlemim ben! Bende de yıldızlar kayar, hem de şaşırtırcasına! Ve habire düşerler Göktaşları, bazen beynime, bazen de kalbime!
Ve tamiratsız, tahribatlar yaratırlar o densiz düşen insan meteorları.

BİG-BANG dedikleri o büyük patlama, benim anne rahmine düştüğüm ilk an olmuş!
Ve 9 ay-10 gün devam edermiş benim BİG-BANG'im! Ta ki her Planet, ana merkezine oturup sihirli seyirleri başlasınlar diye.
Güneş ve Ay tutulması bende de olur... Ve sen çıplak gözlerle baktığın için körleştiriyor seni!
Dumanlı gözlüklerle bak ki körleştirmesin ekilipslerim seni! Astronomlar gibi teleskopla bak, belki bulursun, görürsün beni!

Kraterler, Okyanuslar, iç ve dış denizlerin hepsi var gönül dünyamda!
Amazonlar, Misisipiler ana arterler misali işlenmiş biyolojime!
Irmaklar, dereler kılcal damarlar gibi var organizmamda.
Benim de var Himalayalarım, Alplerim. Benim Everest’ime de tırmananlar oluyor bazen.
Tuzlu-tuzsuz göller her tarafıma yerleştirilmiş. Ben doğduktan beri büyük patlamalar yapan volkanlarım var. Yanardağ ağızları, çok yaktılar beni magmalarıyla! Lavlar, az mı dağladılar sevgi hücrelerimi düşerlerken! Kilometre karesi ölçülenemeyen hasarlar oldu doğuş arazilerimde, benim! Ve doğduktan itibaren de patlamalar devam etmiş, hala devam ediyor!

Aile, Köy, Semt, Şehir, Şehirlerarası, Millet, Milletlerarası, Devlet ve Devletlerarası ilişkiler, habire yeni yüklemeler yapmışlar ruhuma, beynime ve kalbime!
Kulların bana yükledikleri, Kalübelada yüklenenlerden daha ağır!
Evet, yüküm ağır!
Sen istediğin kadar bağır!
Dışarıdakiler sağır oğlu sağır!
Ne olur, bari sen kulaklık takta, bir kez için dinle beni!
Ricam olsun, bir daha bak! Yeniden, ama bir daha bak!
Kendi egon için, kendi rızan için bile olsa, bak!
Yoksa, Allah rızası için bak!
Peşin hükümlerinden, nefretlerinden, bildiğin sandıklarından sıyrıl da, doğruya yakın bak!
Belki, bana da üflenmiş o İlahi sıfatların izlerine rastlarsın diye!
Ola ki benim de kozmik âlemimi keşfedersin, sevgi gözlüğüyle!
Anlayış teleskopu ile bak! Belki fark eder, görürsün beni!
Sabır adlı uzay merkezlerine git, oradan izle belki daha net yakalarsın beni!
Saygı dürbünüyle bak da yakın gör beni! Hep tersinden bakma dürbünün, uzaklaştırıyorsun beni! Hem sonra, ne zaman kullanacaksın sevgi ve şefkat Bilgisayarını!
Bütün bunları kullanamadıkça, çözemeyeceksin, bana yüklenmiş esrarı ve hazineyi!
Ve gel şu inandığından vazgeç anlamaya çalış mikro dalgalarla, ki ben Âdem’den farklıyım!

O, annesiz-babasız, yoktan var edildi, ben ana-babalı vardan var edilenin devamıyım!
Âdem yanaştı yasak ağaca! O yedi yasak meyveyi, ben yemedim!
Âdem uydu İblisin bilgisine, kurnazlığına... Ben daha şeytanla tanışmadım!
Âdem kovuldu Cennetten, ben daha Cennet görmedim! Sadece vaadi var Cennetin bana, uyarsam emir ve nehiylere, halisane!
Âdem’in evlatları katletti birbirini, benim evlatlarım bile yok!
Tümüyle secde ettiler Melekler, Âdem’e! Ben daha Melek görmedim, Kelekle tanıştım hep!
Âdem Şeytanı, Şeytan da Âdemi tanıdı secdedeki reddiyle, ben şeytansız doğdum!
Şeytanla tanıştığını hatırlayan mı var yoksa!
Yoktu aile, kabile! Ne ağa ne Şeyh, ne Bey ne Paşa yoktu, Âdem varken!
Yoktu Beyazlar ve Zenciler, yoktu Efendiler ve Köleler, Âdem varken!
Ne feodal beyler, ne sınıf değiştiremeyen kastlar vardı, Âdem varken!
Yoktu Faşizm, Goşizm ne de Nazizm! Kapitalizm ve Komünizm ateşleri ne yanıyor, ne de yakıyordu, Âdem varken! Ne Kral, ne Sultan! Ne Teokrasi, ne Otokrasi, ne Bürokrasi ne de Demokrasi vardı, Âdem varken! Oligarşi yoktu, anarşi de yoktu, Âdem varken!
Fesat-fitne ocakları yoktu, medya yoktu, Âdem varken!
Millet ve Milliyetçiler, dinler ve dincilik hiç yoktu, Âdem varken!
Irkçılık var mıydı, Âdem varken?

VE SERMAYE YOK, SAVAŞLAR DA YOKTU ÂDEM VARKEN!
AMA HEPSİ VARDI BEN VARKEN!

Hayat detaylarda gizliymiş ya, tenezzül edip baksana yeniden detaylarıma!
Belki anlarsın ilk ve son kez, niye yüküm Hazreti Âdemin yükünden ağır!
Vesaire, vesaire!

Sadi Inak 

Paylaş

Yazar Hakkında

İskele Editörü

Online dergiler Online dergiler