116 Etkisi

İlker Gelik tarafından yazıldı. Aktif .

Öğleden kalan kırgınlığımız vardı birbirimize. Konuşmuyorduk. Ne o arıyor, ne de ben arıyordum..

Derken akşam oldu. Akşam olduğunda çok yalnız olurum ben. Gecenin karanlığı yetmez. Hep biri olsun isterim yakınımda. O gece o vardı. Beraber ağlıyor, beraber gülüyorduk. Seviyordum ve bunu her seferinde dile getiriyordum.

Aradım.. Açmadı.

Yine aradım.. Yine açmadı.

Üçüncü kez aradığımda meşgule attı ve aradan on dakika geçtiğinde mesaj geldi telefonuma. Uzunca bir mesajdı. Okumaya başlarken, son satırını okumaya ömrüm yetmeyecek diye düşündüm. 3.kez okuyordum mesajı. Anlamamıştım ne demek istediğini. Ya da salağa yatıyordum işte ne bileyim. Sonuç olarak,istemeyerekte olsa o mesajı okudum ve anladım. Bana ait olamamaktan bahsediyordu ve son cümlesinde de hoşça kal’a benzer samimiyetsiz ve bir o kadar da pislik bir cümle kurmuştu. Hak etmediğimi söyleyip,bunu yapmamasını rica ettim. Ricamın rengi yalvarır gibiydi..

Dediğimi dinlemedi.Beni de istemedi sonra.. Gitmekten bahsetti. Başkasını sevdiğinden.. Sözlerinin peşi sıra gelen “irtibatı keselim” cümlesi olacaktı ki, konuşmasına izin vermedim.

O’na bir fotoğraf gönderdim. Bileğimin fotoğrafıydı.Kan boşalarak orgazm yaşayan bileğimin.Kesik bileğimin. Kesik geleceğimin..

“Gözümden düştün” dedi. Utandım.. Gözünden düşerken dudaklarına değmiş olmalıydım.. 7 tane kanayan çiziğe sahiptim artık. İsteyerek belirlediğim bir rakam değildi. O omzumda ağlarken de 7 sigara içeceğimi daha önce belirlememiştim. Her şey tesadüftü. O’nun bana gelişinden başlayıp, gidişine kadar…

-Ne yaptın sen o kolunun hali ne!?

+Jilet yoktu,anahtarla bu kadar kesebildim.

-Bu kadar çocuksun işte sen kendini o hale düşürecek kadar aptal ve bencil bir insansın.  Gözümde o keşlerden bir farkın kalmadı.

+Neydim ki ben senin gözünde? Yoruldum gerçekten. Seni beklemekten, özlemekten.. Benimle konuşmadığın her dakika “acaba ne yapıyor” diye düşünerek delirmekten, sen ona seni seviyorum derken seni kıskanmaktan yoruldum.

-Çıkıyorum hayatından. Böylesi daha iyi olacak, en azından gözünün önünde olmayacağım böylece sen de çıldırmayacaksın.Benim yüzümden üzülmeyecek,böyle saçma sapan şeylere girişmeyeceksin. Özür dilerim.. Ayağa kalkman için senden uzaklaşmam gerek. Lütfen affet beni..

+Yemin ediyorum o çizikleri daha derine atarım!

-Beni bununla mı tehdit ediyorsun? Bunun zoruyla mı kalayım seninle?

+Beni sensiz bırakma..

-(…)

+Cevap ver.

-(…)

+Bu beni 4. terk edişin. Bu son olmasın. Daha çok terk et beni. Terk et ama temelli gitme. Ben bunu hak etmedim.

-(…)

Kopardın bütün parçalarımı. Bileğimi ben kesmedim. Sen kalbimi kırarken, saçılan parçalarım sana isabet etmesin diye elimi,kolumu siper ederken kesildi hepsi. Kan bileğimden değil, gözlerimden aktı. Seni anlamadım ben. Kan ağladım. Ben kan ağladım, sen kustun. Beni kustun içinden. Dudaklarımın kirini temizlemek istedin dudaklarından.

Bir gece de kopardın beni kendinden. Kafamı kopartsan bu kadar canım yanmazdı doğrusu.. Ağlamaya çalışıyorken seni, telefonumun müzik listesinde sıradaki parça girdi kanıma. “Mabel Matiz – Şüpheli Şarkının Şairi”.. Sustum. Sustum ve gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Kanayan bileğimi temizledim ve gülümsedim. Ulan dedim.. Nasıl da darma duman ettin beni.. Sigara içmek istedim, daha önce sana içmeyeceğimi söylemiştim. Sözümde durdum ve içmedim. Mutfağa gittim, soğuk su içtim. Sonra tuvalete gittim ve işedim. İşerken çok mutlu olurum ben. Öyle de oldum.  İzlediğim filmin hoşuma giden bir repliği vardı. Şöyle diyordu;“O gece oturup düşündüm. Oğlum dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. O gün bugün usul usul yürüyorum işte.”

Ben bu gece o repliği ezberledim. Yedirdim hatta kendime.

Artık hiçbir şeyin değilim. Deli gibi hesap sorarken, hatır bile soramayacağız artık birbirimize. Ne sesini duyabilecek, ne de aynı evde yaşayabilmenin hayalini kurabileceğiz. Sen.. Hayalimde bile olmayacaksın artık. Sigaramın dumanı, biramın köpüğü, yazdığım şiirlerin kafiyesi olacaksın anca.

Seni ömrün boyunca unutmayacağım kelebeğim. Çünkü bir gün de unutacak kadar ne ben geri zekâlıyım, ne de sen bu kadar dürüstlükten uzak.. Eğer olur da özlersen, ya sıkarsa canını birileri; gideceğin uzaklara, ağlayacağın sevinçlerine çağır beni..

Yazar Hakkında

İlker Gelik

Online dergiler Online dergiler