Dindar Derken...

Esra Matur tarafından yazıldı. Aktif .

 

Üniversiteden bir arkadaşın blog sayfasında paylaştığı son yayını okuyunca meseleden haberdar oldum.

Konu, kendisinin dindar olmaya zorlanmasıydı ve bunu da bizzat Türkiye Cumhuriyeti başbakanının yaptığını söylüyordu. "Neden bu tarz düşüncelere kapılmış ki" derken, Başbakan'ın yine merkeze oturtulduğu bir tartışma halkası daha gördüm. Demek ki, üniversiteli gencimiz "dindar nesil yetiştirmek istiyoruz" sözlerini duyar duymaz blog sayfasına koşmuş ve içindeki hezeyanı dile getirmişti... Hepsi bu!

***

 

Sahi hepsi bu mu?

 

Elbette değil.

 

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında hüküm süren tek parti yönetiminden tutun, her türlü baskıcı rejimle eşdeğer tutuldu bu sözler. Tek tip nesil yetiştirme hülyaları insan hak ve hürriyetine bir saldırıdır, dendi. Farklı gazetelerden pek çok yazar, köşelerinde sitemlerini dile getirdi. Korkularından bahsetti.

 

Ama zannediyorum ki, tüm bunları yaparken çok mühim bir noktayı atladılar.

 

Bahsettikleri olgu, zorla icra edilebilecek bir şey değil.

 

Din, sevgiyle bağlanma işidir.

 

Dindar, dinine bağlı olan kişidir.

 

Dindarsanız; namaz kılarsınız, oruç tutarsınız, velhasıl dinin size "yap" dediklerini yapar, "yapma" dediklerinden sakınırsınız.

 

Gönül işidir bu. Önce Yaradan'ı sever, o sevgiyle O'nun rızasını kazanma arayışına girer ve tüm bu çabalarla belki dindar olabilirsiniz.

 

Ötesi yoktur bunun. Kimse sizi ite kaka namaz kılmaya zorlayamaz. Öyle olsa, o kıldığınız namaz olmaz.

 

Demem o ki, yersiz endişelere mahal vermemek gerek. Din ve vicdan, bireyin şahsındadır... Devlet kontrolüyle idare edilebilecek değerler değildir.

 

Gelelim başbakanın sarf ettiği sözlere...

 

Bir siyasi parti liderinin, hele hele bir başbakanın ülkesi için dindar nesil temenni etmesi ne demektir?

 

Eğer bu sözleri muhalefet kanadından değerlendirmeye alıyorsanız, irtica geliyor çığırtkanlıklarına çoktan başlamışsınızdır. Sizin için sözün bittiği yerdir, laik cumhuriyetimiz tehlike altındadır.

 

Ya da yukarıda bahsettiğim "baskıcı rejim, ideoloji dayatması" gibi endişelere kapılan kitlelerden birisinizdir.

 

Oysa unuttuğumuz bir şey var.

 

Başbakanın kendisi zaten bir muhafazakâr.

 

Yani dinle uzaktan yakından ilgisi olan biri.

 

Dindar neslin ne anlama geldiğini pek çoklarından daha iyi anladığı da kesin. Ve dindar neslin ne tür maslahatlara sahip olabileceğini de biliyor hiç şüphesiz.

 

Ömer Seyfettin, bir kitabında bakın ne diyor : "Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi."

 

Zira din, hayra sevk eder. Dindar olan hayırlıdır.

 

Bu sözlerim, "dinsiz olan hayırsızdır"a çekilmesin. Ben dinin sevk ediciliğinden bahsediyorum. Ve eminim, başbakan da benzer bir mantıkla dindar nesil vurgusu yapmıştı.

 

Korkulacak bir şey yok dostlar. Evleriniz basılıp da, kitaplıklarınıza zorla Kuran-ı Kerim'ler konmaz. Kızlarımıza okul girişinde zorla başörtüsü takılmaz. Üniversite kampüslerinde büyük büyük mescidler açılıp, haydi namaza, haydi kurtuluşa çağrıları yapılmaz.

 

Çünkü dindar olan, bunu yapmaz.

 

Zamanın birinde kitaplıklarımızdan Kuranların, okul girişlerinde başlarımızdan örtülerin zorla alındığını biliyoruz.

 

Ama siz korkmayın.

 

Dinde zorlama yoktur.

 

Dindar nesil de sizi hiçbir şeye zorlamaz.

 

Selametle...

Yazar Hakkında

Esra Matur

Esra Matur

1991 yılında, Üsküdar'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Dört seneyi aşkın süredir Boğaziçi Yöneticiler vakfı (BYV) üyesi olan Matur, 2010 yılı itibariyle İBB Gençlik Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda Avrupa ve Ortadoğu temelli sosyo-kültürel çalışmalarına devam ediyor. 

 

 

 

Kafa Kâğıdı:       

Online dergiler Online dergiler