İETT'de Bir Sabah

Esra Matur tarafından yazıldı. Aktif .

 

Günlük sıradanlıklarımızın en yoğun olduğu zaman dilimi, şüphesiz ki belediye otobüslerinde geçirdiğimiz vakitlerdir. En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum.

Gideceğiniz yerin uzaklığına ve trafiğin olağan akışına bağlı olarak değişen yolculuk süresi boyunca, biraz dikkatli bir gözlemci olduğunuz takdirde etrafınızda olagelen hadiselerin bir sıradanlıktan ibaret olduğunu fark edebilirsiniz.

Her sabah evinize en yakın olan durakta bir türlü gelmek bilmeyen otobüsünüzü beklerken, sizinle beraber aynı İETT otobüsü için dakikalardır bekleyen insanları gözlemleyerek işe başlayabilirsiniz. Bir iki sabah sonra genelde “aynı” insanlarla, “aynı” otobüsü, “aynı” uzun sürelerle beklediğinizi fark edeceksiniz. Bu sıradanlıklarınızın başlangıcını teşkil edecek.

Otobüsünüze bindikten ve öğrenci AKBİLinizi basıp, her zamanki “DİİT” sesini duyduktan sonra koridorda kendiniz için en uygun yeri aramaya koyulursunuz. Ayaktasınızdır, çünkü otobüsünüz her zamanki “aynı” kalabalık yolcu kitlesine ulaşmıştır. Yolcuların çoğu; sabah dersine yetişmeye çalışan uykusuz üniversite öğrencilerinden ve çalışma hayatına atılmış yorgun görünümlü bay ve bayanlardan oluşur. Sabahın ilk saatlerinden olsa gerek, otobüse genel bir sessizlik, bir nevi uyku-hali hâkimdir.

Derken, otobüsünüz daha da kalabalıklaşmaya, hatta kapasitesini zorlamaya başlar. Ve o anda sıradanlıklarınızdan biri daha patlak verir…”Otobüsün arkası boş, ilerleyin lütfen!” Konuşan, muavindir. Her sabah “aynı” sözlerle “aynı” uyarılarda bulunur…”Şurası boş, ilerleyelim lütfen… Ortada bekleme yapmayın, bakın arkası boş ablacım, bir zahmet ilerleyelim!”… Muavin, her sabah “aynı” ısrarcılıkla otobüste kendisinden başka kimsenin göremediği “boş olan”(!) o yerlere ilerlememizi ister. Elbette yolcular her sabah aynı değildir ama değişmeyen bir şey vardır ki; o da muavine karşı alınan “aynı” cephedir. İnsanlar benzer homurdanmalarla muavini eleştirmeye, bazen dozu aşıp otobüsün sevilmeyen bu karakteriyle kavga etmeye kadar gidebilirler.

Tabi tüm bu sıradanlıklarınız cereyan ederken, içinde bulunduğunuz İETT otobüsü kendi güzergâhında yol almaya devam eder. Siz “aynı” durakta iner,”aynı” yoldan karşıya geçer ve geride bir İETT seferi daha bırakarak yeni bir okul gününe başlamak üzere üniversite kapısından girersiniz.

Sıradanlıklar, onları fark ettiğimiz anda var olurlar. Ve biz o anı yakalayana dek, bizim için yeni yaşantılar olmaya devam ederler. Hangisi daha iyi bilmiyorum: Sıradanlıkları fark etmek mi, ya da onlara aldırış etmemek mi? Senin için hangisi derseniz, söyleyeyim…”Sıradanlık” sıkıntı verir gibi dursa da, bazen bir denemeye konu olacak kadar komik gelebiliyor insana!

Yazar Hakkında

Esra Matur

Esra Matur

1991 yılında, Üsküdar'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Dört seneyi aşkın süredir Boğaziçi Yöneticiler vakfı (BYV) üyesi olan Matur, 2010 yılı itibariyle İBB Gençlik Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda Avrupa ve Ortadoğu temelli sosyo-kültürel çalışmalarına devam ediyor. 

 

 

 

Kafa Kâğıdı:       

Online dergiler Online dergiler