Papatya Falı

Tolga Gündoğan tarafından yazıldı. Aktif .

Sokaklarda asılmış evet/hayır pankartları, reklam panoları ve hayır/evet diye usanmadan gezen seçim arabaları. Evet seçim arabaları ne kadar tuhaf, adı üstünde seçim arabası. İçinde bulunulan süreç ile seçimin ne alakası var. Şimdi o arabalar evet veya hayır diye çığırtkanlık yapınca biz onlara kulak verip en çok duyduğumuz sesi mi tercih edeceğiz? Evet; evet kulak aşinalığı bize en doğru tercihi yaptıracaktır ya da hayır.

Ramazanın gelmesine aldırış etmeden birbirlerini en kötü sözlerle tenkit eden siyasi partiler aslında bir zihniyeti sorguluyor ve bulundukları ithamları birbirlerine yapmış gibi söylemlerde bulunarak onlara karşı olan zihniyete en ağır biçimde saldırıyorlar.

Konuda kendini uzman gören hatta hisseden her kişi çıkıyor ve neden onun istediğini bizimde istememiz gerektiğini anlatıyor ya da anlatmıyor sadece o ne derse onu diyelim istiyor. Siyasi parti liderlerinin meydanlarda konu ile ilgili söyledikleri sözler zaten konuyla tamamen alakasız ve neden miting yaptıkları anlaşılmış değil. Galiba tatilden pek hoşlanmıyorlar, çalışmaya o kadar alışmışlar ki meclise sığamayıp ramazan ramazan hop sokaklara atıyorlar kendilerini ve o kadar fedakârlar ki en aşırı sıcaklara bile aldırış etmiyorlar, bize daha iyi bir gelecek verebilmek için. Yazık insanın içi elvermiyor dayanamıyor, kendinizi bu kadar heba etmeyin biz sizi bilmez miyiz diyesi geliyor.

Gerçekten inanıyorlar mı istedikleri gibi sonucun sorunları halledeceğine. Demokrasi evet-hayır ikilemine indirgenebilecek kadar basit bir şey midir ki… Daha güzel yarınlar vaat ederek yalanlar söyleniyor. En mükemmel yazılmış anayasa bile yeterli değildir demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü anlatmaya, benimsetmeye. Bunların çözüm yeri kâğıtlara yazılan birilerinin bize bahşettiği liste olamaz. İnsanların hakları’nı korumanın yolu küçük bir kitapçıkla sınırlandırılamaz. Bu bir zihniyet meselesidir. Bu anlayışı benimsemektir önemli olan. Yoksa dünyanın en büyük haklar kitabını yapsan da kimsenin hakkını ve hiçbir hakkı koruma güvencesine alamazsın. Mevcut anayasaya aykırı kararlar alınmıyor mu ki yeni yapılacak olanlara karşı alınmasın. Kendini savunmaktan aciz bir anayasaya mı ihtiyacımız var? Tabii ki hayır onu savunacak zihniyetlere ihtiyacımız var.

Daha iyi bir anayasanın yapılmasının da bir sakıncası yok tabii;ancak bu zihniyetler ile hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Bu gün evet de hayır da diyen aynı zihniyettedir. Kendi istedikleri uğruna çiğnenmeyecek bir şey yoktur. Bunun örneğini en başta insanlara istetmek istedikleri şeyde görüyoruz. Çıkıp kimse olan budur düşünün taşının karar verin demiyor ki sadece kendi dediklerinin açıklamalarını yapıyorlar. Bu zihniyetlerle ne kadar demokratikleşebiliriz ki?

Sonunda karşılaşacağımız soru demokratikleştiremediklerimizden misiniz, sorusu olacaktır kuşkusuz. Çünkü demokrasi onların yanında olmaktır onlar gibi davranmaktır düşünmeyi bırakıp onların dediklerini yapmaktır. İşte o zaman demokrat olacağız ve huzura kavuşacağız. O zaman değmeyin keyfimize her şey istedikleri gibi olacak.

Yeni yetme âşıkların ellerine bir papatya alıp seviyor sevmiyor diye sayıp sonuncunun verdiği üstünlükle son papatya yaprağına bağlı olan sevilme işinden bir farkı kalmadı referandumun. Biz de artık papatyalar tükenmeden alalım elimize bir tane başlayalım söylemeye; evet, hayır, evet, hayır…

                                                                                                         

Yazar Hakkında

Tolga Gündoğan

Online dergiler Online dergiler