Dayısından Yeğenine Mektup

Said Doğrul tarafından yazıldı. Aktif .

4 Mayıs 13:32.

Az önce doğdun. Kucağında olduğun kadın, yorgun gözleri gökkuşağını giymiş, gülümseyerek sana bakıyor.

50 cm boylarında güzel bir yaratıksın; güzelliği yaratan Yüce Yaratıcı, cömertliğini güzel yüzünde gösteriyor.

Heyecanından pembeleşen simanı, siyah saçların gizliyor.

Hiç susmadan ağlıyorsun.

Yeni tanıştığın bu ‘dünya’ üzerindeki ilk dakikalarını, ardı sıra gelecek olan diğer milyonlarca dakikandan habersiz; fakat takip eden dakikalarda neler olacağını biliyormuşçasına ağlayarak geçiriyorsun.

Tatlı bir huzursuzluk sanırım; rahatsız edici bir heyecan.

Masum bir aciziyet.

Bir yıl sonra, seni sıcak kollarıyla saran kadına anne diyeceksin.

İki yıl sonra, “oğluşuum...” diye sana seslenip kollarını açan babana doğru ilk adımını atacaksın.

Üç yıl sonra, yaramazlık yaparken yakalanacak; fakat öpülesi yanaklarına tatlı bir kırmızılıkla yayılan utangaç mimikler, karşındaki öfkeli çehrelere tebessüm dağıtacak.

Dört yıl sonra, yine bir kabahat işlediğinde ise aynı taktik pek işe yaramayacak.

Beş yıl sonra, dayınla tanışacak ve onun ne kadar muhteşem biri olduğunu anl.. ohm, evet evlat, beş yıl sonra assolistlerin sahneye en son çıktığını öğreneceksin.

Dayılık müessesesini sosyal bir deney olarak addedip, sana da sosyolojik bir kobay gözüyle baktığımı düşünme.

Beş sene oldukça uzun bir süre. Bu zaman dilimi zarfında ebeveynlerinden sıkılıp farklı heyecanlar aramaya başlamışken karşına benim gibi bir fırsat çıkacak olması, şüphesiz ki kaderinde teşkil eden önemli bir dönüm noktası.

Ancak tanıştığımızda küçük bir ayrıntı dikkatini çekip seni endişeye sevk edebilir: Dayın biraz tuhaf bir adam Yusuf.

Dinlediği her şarkıya hatıra yükleyen, konuşurken veya yazarken kendini bir jüri önündeymiş gibi hisseden, heveslendiğinde uykusuz kalabilen fakat hevesi kırıldığında uyandırılamayan; hayaller kuran, seni de kadraja alan bir fotoğraf karesinin hayalini kuran birisiy(d)im.

Tüm bunların seni ilgilendirmediğinin farkındayım; ancak belki mezkûr detaylar bir gün kuzenine, babasının 19’u hakkında fikir edindirir.

Bu arada ‘tanışmak’ fiilinin iki fail ve münfail iktiza etmesi, seni tanımadığım anlamına gelmiyor dostum.

Masumiyetin beyaz örtüsüne sarmalanıp, annene sarıldığın ilk saatlerde, izlemiştim seni saniyelerce.

İnsan neden ağlar ki mutluyken? Veya neşeli gibi görünür, dudaklarını ısırırken? ‘Gözyaşı’ birleşik bir kelimeyken; esirger yaşını, kupkuru gözlerinden.

Senden ayırıp bakışlarımı, sana bakakalmış babana baktım.

Geniş omuzları, dört kiloluk bir sorumluluğun varlığıyla düşmüş ve güçlü yüz ifadesi “bir saniye, bu bebek şimdi bizim mi?” sorusunun düşünceli gölgesine bürünmüştü.

Ancak gözlerinin rengi, tebessüm tuvalinin pastel tonlarında, annenin mutluluktan büyümüş gözbebekleri ile aynı cümleyi kuruyordu:“Hoş geldin Yusuf, sefalar getirdin…”

Bilahare ikisinin de bana dönüp gelirken almam gereken balonların nerede olduğunu sorarak büyüyü bozması benim hatam değildi evlat.

Aslında söz konusu durum balonla sınırlı değil koçum; tüm aile fertlerine doğumgünlerinde hediye almak yerine, bir şeyler karalayıp mektup verme geleneğinde bir istisna yapmak için maalesef hala çok fakirim.

Kaldı ki beşinci yaşını kutlarken birden salona dalıp hediye olarak kendimi takdim etmem seni hiç şaşırtmasın.

Elbette beni tanıdığında, duyduğun hayranlıktan baygınlık geçireceğini pek zannetmiyorum.

Fakat her zaman dayını, amcalarına tercih edeceğinden eminim.

***

Bana ilk soybağı ünvanımı kazandırdığın için çok teşekkür ederim yeğenim, iyi ki doğdun.

Ben gelene kadar kendine iyi bak, ablamı hiç üzme.

Görüşmek üzere dostum…

Hasretle,

Dayın

Yazar Hakkında

Said Doğrul

Said Doğrul

İlk ve orta öğrenimini, gözünü açtığı şehirde tamamladı. Hukuk okumak üzere Bursa akvaryumundan İstanbul deryasına kulaç attı. Bir müddet tiyatro ile oyalandı, üç-beş kısa filmimsi çekti. İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku yüksek lisans programında temaşager, aynı kurumda Sosyoloji lisans talebesi. Sıfat değil, eylem olarak ‘yazar’lığını, editörlüğünü de yaptığı Fikir Adası e-dergisinin yanı sıra, sair süreli yayınlarda sürdürüyor. Şu an ise uzak ülkelerde, davulun sesinin geldiği yeri bulmaya çalışıyor. İleride cennetlik olmak istiyor.

 

Kafa Kâğıdı:       |  

Online dergiler Online dergiler