Homoekonomikus'un Fedaileri - Halil Çiçekfidan

Halil Çiçekfidan tarafından yazıldı. Aktif .

Meclis-i Mebusan caddesinden geçerken sağınıza solunuza iyi bakın. İnsanlığın vicdanını görme ihtimaliniz var..

Bankların birinde oturan beyaz sakallı adam.. Etrafında beş altı sokak köpeği.. Ufalanmış ekmekler..

Kimsenin göremediği
Dönüp de bakılmayan
Ve balıkçı ağlarına takılmayan
Kıyıda gölgeli bir adam*

Hemen ardında bol kırmızılı reklam panoları..

Sağında ve solunda birbiri ardına dizilmiş bankalar..

Bankaların imaj politikaları yüzünden sinekkaydısız dolaşamayan gri suratlar..

Kapalı mekanda sigara yasağının piyasaya sürdüğü zoraki muhabbet daireleri..

Homoekonomikus’a inat, sokaktaki köpekleri bu soğukta düşünebilen, karmaşalar dünyasının dışında bir adam..

Öylece oturuyor, insanlığa “insanlığı” hatırlatmak için..

Üç hatalı teşebbüste bloke olmuş ruhlara, yeniden doğuşun puk kodunu fısıldıyor..

***

Yer Beşiktaş meydanı.. Tok bir kırılma sesiydi herkesin duraklamasına sebep olan.. Beş kiloluk reçel kavanozunun ağırlığına dayanamayıp koyveren poşet, yaşlı amcanın suratına bir utanç ifadesi asıvermişti.

Heba olan reçele mi üzülür insan böyle bir durumda, boşa giden parasına mı; yoksa şehrin en kalabalık meydanlarından birinde acıyan bakışlara hedef olmasına mı?

Ufak bir “tüh tüh” edasından sonra yüz çeviren onlarca insan..

Tek dertleri olaydan bir iki saniye sonra yanan yeşil ışık. Şimdi durup da yaşlı adama yardım etmek nerden baksan iki kırmızı ışık daha bekleme anlamına geliyor.

Nasıl olsa kırılan “bizim” reçel kavanozumuz değildi ve bu yüzden kimsenin bakışları altında ezilmemiştik. Rahat vicdanlarımızla rahatça karşıya geçebilirdik, ve geçtik de..

***

Şehrin aldırışsız koşuşturmacası içinde gerçekliğin yakıcı dünyasından uzaklaşmak rutin bir iş haline geldi. Çapraz fiyat elastikiyetinden bihaber, bir lokmanın derdinde kim bilir kaç kişiyi saklıyoruz aklımızın öyle hemen erişilemeyecek köşelerinde..

Vicdan medeniyetinin mirası üzerinde, divan yolunda yürürken, kim bilir kaç vicdansızlığa şahit oluyoruz da ‘Tarihi Sultanahmet McDonald’çısındaki’ randevumuza koşturuyoruz fütursuzca.

Aslında bu iki yüz yıllık törpülenmiş vicdan, derinden bir çığlıkla şehrin kıyıda kalmışlarını sarsıyor bir yandan.

Ağaçlar arasına gerilmiş misinaya kanadını kaptıran martının nafile çırpınışlarına toplanan kalabalık, acıyan ve telaşlı bakışlarla itfaiyenin gelmesini bekliyor; ve sanki bu küçük enstantaneler besliyor umudumuzu.

"Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar.', der Ahmet Haşim..**

Sonra da Gurabahane-i Laklakan diye bilinmeye başlar bu mekan. Bir yıl öncesine kadar harabe görünümünde olan bu düşkün hayvanlar yurdu, şimdilerde restore edilen binasıyla yeniden hizmet veriyor.

Belki bu, vicdan restorasyonunun bir başlangıcıdır ne dersiniz? Belki de farkındalığımızı geri kazanırız; hani şu kanadı kırık kuşlara hastane yapmamızı sağlayan.. Vicdan medeniyetini yeniden inşa ederiz belki. Yeniden komşumuzun derdini dert ediniriz; ağaç dallarına asarız yediğimiz üzümlerin karşılığını..

Zor durumda kalanlara yüz çevirdiğimiz günleri affettirmek için çalışırız belki bir gün. Merdivenlerde “istemek zorunda” olmanın utancıyla oturan sessiz ve kimsesiz yüreklerin yanından geçerken bir kez daha düşünürüz bakarsın..

Beyazıt’ta ayazın tenlere bıçak acısını tattırdığı bir günde, naylon poşeti kafasına dolamış yaşlı kadının önüne bir tas yemek koymakla kalmayız bir gün. Orada kalmasına dayanamayacak kadar yumuşar belki yüreklerimiz.

Muhtaç olunan kudret : Vicdan ki, en mükemmel adalet, bazen insanın içinde bir cehennem, yanılmaz bir yargıç, en gizli şahit, ahiretteki saadet ve azaplarımızın da kaynağıdır.***

Halil Çiçekfidan

*Baştaki dizeler Uğur Arslan’a aittir.

** http://www.osmangazi.bel.tr/haberler/index.ASP?hid=1041

*** V.Hugo, Byron, Balzac, Hz. Ömer, Rousseau

Yazar Hakkında

Halil Çiçekfidan

Halil Çiçekfidan

Ailenin ilk çocuğu olarak Fatsa’da doğdu. Akşam ezanından sonra sokakta olmama ilkesiyle yeşillikler arasında bir çocukluk geçirdi. Süper solak olduğu halde sağ elle yemek yeme çalışmalarına kendini adadı ve başardı. İlkokulu İnegöl’de, liseyi Bursa Anadolu Lisesi’nde tamamladı. On sekiz yaşını henüz doldurmuşken dil eğitimi için Washington D.C.’nin yolunu tuttu. Şimdilerde Galatasaray Üniversitesi'nde Kamu Hukuku Yüksek Lisans talebesi, FSMVÜ'de araştırma görevlisi. Annesine sesini yükseltip odadan hışımla dışarı çıkarken ayağının yine eşiğe çarpacağından emin.

Kafa Kâğıdı:       

 
Online dergiler Online dergiler