Üniversite Özel Dosyası | Said Mürsel Çeşitçioğlu

Üniversite Özel Dosyası tarafından yazıldı. Aktif .

 

Eğitimin hangi safhasında olunursa olunsun, ilke çok net: “İnsanın bir gaye-i hayali olmazsa ezhan, yani zihinler enelere döner ve tamamen bencilleşir, öğrenme bilinci yok olur.”

Bu gaye-i hayal veya ideal, bir diploma avcılığı seviyesine de düşebilir. Neticede kariyer odaklı bir yaşamın ardından bakiye olarak çok sayıda diploma ile bugüne kadar pek çok insanın yaptığı gibi dünyanın dolup boşalmasına herkes bir nebze katkı yapmış olur.

Diplomalı olarak ölmek dışında yaşanan süre boyunca hayatını değerli kılan neydi sorusu can alıcıdır. İster eğitim hayatında ister iş hayatında insan, yaşamının merkezine“farkındalık ve değer”i almazsa, yani hayatını değerli ve anlamlı kılmazsa aslında evrendeki hayvanlardan çok da bir farkı kalmaz. Zira sonuçta evrende toplam hürriyetin ve fonksiyonun çok sınırlıdır. Hatta bir arının ürettiği bal kadar evrene katkı yapamayacak, bir kuş kadar hür olamayacaktır. Çünkü insan geçmişin onda bıraktıkları ve gelecek kaygısıyla, tabir caizse hiçbir zaman tam anlamıyla anın tadını çıkaramayacaktır.

Farkındalık ve değerli bir hayat için gelinen nokta Kant’ın “öyle davran ki davranışın herkes için genel geçer olsun” kuralından bir adım öte değildir. Bu bile sorunludur, çünkü empatiyle karşındakinin yerine koyarsın kendini. Yani orada bile bir çıkar ve karşılıklılık söz konusudur. Farkındalığın diğer yönü, “bilme cesareti”dir. Ama neyin bilgisi? İşte sorun burada ortaya çıkıyor.

Bilme ve öğrenme eylemi, sahibini dönüştürebiliyor mu, tesir edebiliyor mu yoksa sadece eşyanın bilgisi olarak mı kalıyor? Aristo aklı bu davranışsal farkındalığın merkezine “siyaset”i koymuştu örneğin. Bilmenin sonucu hayatın her anını değerli ve anlamlı kılabiliyor mu? Modern insan için çıkmaz sokak… Bunu aşamayan insanlık ya salt eğitimle kariyeri, ekonomik kazancı; ya kendinden ötesinde kitlelere odaklanarak siyaseti ya da nadir de olsa tabiata uyum ve çerce duyarlılıklarını merkezine alan ekolojik yaşamı tercih ederek hayatındaki değer ve anlam eksikliğini ikame ediyor. Özünde ise bunların hiçbiri tek başına tüm hayata anlam, değer ve farkındalık kazandırabilme gücüne sahip değil.

Üniversiteler ise bugün insan hayatına bir farkındalık ve değer kazandırabilme gücünden yoksun, temel bir formasyon dışında bilme aktivitesini fabrikasyon metotlarla gerçekleştiren yerler sadece. Bilmeyi ya da öğrenmeyi sadece üniversiteye endekslemek yerine kişisel olarak tüm hayatımı kâinat kampüsünde geçirilen bir eğitim olarak görüyorum. Çünkü hayat; yaşayamadığım veya yaşamı kuşatamayan bilgilere tüm hayatımı veremeyecek kadar değerli.

Üniversite eğitimi, kariyer, ideoloji vb. hiçbiri başlı başına hayatı domine edecek kadar değerli değil; bunlar bazen zaman kaybı olabileceği gibi hayattaki anlam, farkındalık ve değerler için temelde sadece araçsal kıymette olabilir. Hayatın hangi döneminde olursak olalım, yarın nefes alıp verebileceğimden emin olmadığım bir dünyada yani kâinat kampüsünde bir öğrenci olarak bakarak, görerek, tanıyarak ve anlayarak; hayatın ve evrenin manasını keşfettiğim ölçüde yaşamıma bunu sirayet ettirerek değerli, anlamlı ve farkındalık içerisinde bir yaşam sürmekten öte bir şey bilmiyorum.

  Said Mürsel Çeşitçioğlu

Online dergiler Online dergiler