Arabasını Park Edemeyen Ceylan

Ümit Ortak tarafından yazıldı. Aktif .

Sokakta dikkatimi çeken bir ses duydum. Beni ilgilendirme ihtimalinin olmadığı o sese yönelerek ne olup bittiğini anlamak istedim. Aklıma geldikçe üzülürüm o anki aylaklığıma. Şoför koltuğunda gördüğüm, ona ne kadar da benziyordu. Hiç ihtimal vermezdim bizim sokakta onu göreceğime. Gerçek, tüm gerçekliğiyle şaşırtmıştı beni. 

Muavin koltuğunda oturanı seçemedim fakat, kendimi orada hayal ettim. Sesimin en etkileyici, ifademin en cezbedici, üslubumun en naif, teklifimin en kaçırılmaz haliyle ‘bas gaza’ dedim. Ömrümün en güzel yolcuğunu yapıyordum. Acaba çok mu hızlı gidiyorduk? Çünkü tekerleklerin yerle temas etmediğini fark etmiştim. Dikiz aynasından geride kalan halimi dikizlerken gördüğüm tam olarak buydu. Hakikaten de gaza basmıştı. Aşk yuvamız adeta uçuyordu. Ellerine baktığımda biraz tedirgin oldum. Direksiyonu incitmekten çekiniyormuş gibi tutuyordu. Ah dedim, kristal bir şahesersin sen. Geçti tedirginliğim. Yolu izliyordum fakat şehrin sokakları bomboştu. O benim için çok özeldi evet ama yoksa bütün şehir için de öyle miydi? İçimde bir şüphe oluştu. Bir şehrin tamamı o insana kendini özel hissettirirse o kişi biraz şımarmaz mıydı? Üstüme dar gelen ceketimin içinde kıvranarak onun gözlerine baktım. Öyle kendinden emin, öyle sevecen bakıyordu ki , içim içime sığmaz güven duygusuna teslim oldu. Elbette bunda ceketimin cebindeki fesleğen kokusu da etki etmişti. Duygularımın manipülasyona açık olduğunu saklayamam. Camı biraz açıp saçımın her bir telinin uçuşmasını istedim. Belli mi olur belki çok hoşuna gider. Fakat kapı kolunda temas edebileceğim bir tuş bulamadım. Birazcık hava katmak isterken daha beterini yapabilirim endişesiyle, saçımı uçuşturma fikrinden vazgeçtim. Lanet olsun fazla otomatik arabalara. Aşk yuvamızın dört kişilik olduğunu  fakat; iki kişi olduğumuzu fark ettim. Bir ben, bir de o. İki çocuk yapmamız gerektiğini söylemek için biraz erken olabilirdi. Acaba hangi isimleri beğenecektik yavrularımız için?.. 

Arabayı park etmek isterken acemice direksiyonu kırmasıyla farları gözümü aldı. Bir an her yer bembeyaz oldu. Yaşlı bir amcanın geel gel gel diyeceğini zannederken: ‘Çok afedersiniz, çok özür dilerim, size rahatsızlık vermek istemezdim’ dediğini duydum. Sesinde ağlamaklı bir hüzün vardı. Bunu ona yaşattığım için kendime kızacak oldum fakat yeri ve zamanı değildi.  Gözlerimi ovuşturmayı bırakıp onu izledim. ‘Rrrica ederim’ dedim. O da beni tanıdı. ‘Aa,sizi hatırladım. İsminiz, isminiz,ah kusura bakmayın, daha önce karşılaşmıştık değil mi? Tekrar kusura bakmayın lütfen. İyi akşamlar ‘dedi ve arkadaşıyla birlikte arkasını dönüp gitti. Kurak sokağıma ceylan inmişti adeta. Peşinden gitmeye karar verdim. Seke seke uzaklaşıyordu. Aramız gittikçe açılıyordu. Her adımda beni geriye çeken, her adımda onu biraz daha ileri iten gizli bir güç vardı. Ben koştukça aramızın açılması anca rüyalarda olacak türden saçmalıktı. 

Kafamı, kenarında oturduğum pencere camına vurunca fark ettim. Şoför koltuğunda oturan gerçekten oydu. Nazlı Ceylan’ım ne de güzel park edemiyordu arabasını…

Yazar Hakkında

Ümit Ortak

Ümit Ortak

Üniversiteye kadar doğup büyüdüğü Antalya'da yaşadı. Hukuk fakültesi, biraz oyalandığı bir durak oldu. Hukuk bürosunda dilekçe taşıdı. Seyahat dergisinin jokeri oldu. Sosyal medya danışmanlığında e-bekçilik yaptı. Sinema sitesinde haber editörlüğü yaptı. Bir kısa film yazdı. Hayatı izlemeye devam ediyor. 

 

 

 

Kafa Kâğıdı:    

Bu yazara ait diğer yazılar

Online dergiler Online dergiler