Üniversite Özel Dosyası | Ünal Toksöz

Üniversite Özel Dosyası tarafından yazıldı. Aktif .

 

“Âdem ile Havva’nın cennette öncesiz ve sonrasızmışçasına mutlu bir hayatı yaşadıkları zaman gibiydi hayatımız Batının soluğu bize gelmeden önce.” der Sezai Karakoç. 1933 Üniversite Reformu, Batının bu nefes kesen rüzgârının en tesirlisiydi belki de. İnkılâplardan nasibini alan İstanbul Darülfünunu, yerini İstanbul Üniversitesine bırakmış, akademik kadroda radikal değişiklikler yaşanmıştı.

Yiğitten kılıcını istemek canını istemeye denktir ya; 1933 Reformuyla üniversitesinden tasfiye edilen, elinden kalemi alınanlardan biri olan Kimyager Cevad Mazhar Bey 1934’te psikolojik kırgınlık içinde intihar eder. Dayanamamıştır mektebinin ahvaline, kendisine yapılanı hazmedememiştir. Bu sessiz ölümün bir intihar olduğu gerçeği ise olaydan yaklaşık 50 yıl sonra itiraf edilebilmiştir. 1933 Reformu neticesinde uzun yıllar doktora yaptıracak hoca bulunamazken; yabancı akademisyenlerin hegemonyasına giren İstanbul Üniversitesi uluslararası itibarını kaybetti. Dönemin hükümeti ise kendisini “İlim yerine idealistliği ön planda tuttuk” hezeyanıyla savunarak tedrisata yeni bir ufuk çizmiştir!

21.asırdayız ve asıl gayesini şaşıran mekteplerin yükünü taşıyoruz hala. 10 yılda 15 milyon genç yaratmak dahi pansuman olamıyor bu yaraya. İlmin metodolojisi ve felsefesinden uzak, şekilci, hayattan mücerret bir öğretime maruz kalıyoruz. Etüt merkezi seviyesine indirgenmiş, neredeyse her vilayette bulunan niteliksiz üniversitelerimiz en çok işsizliği ötelemeye yarıyor. Yetmiyor bunca mesai ilmin kapısını açmaya.

Cevad Mazhar Bey dururken üniversitelere yapılan bütün eleştiriler eksik kalacaktır. Kalıbın dışına çıkmak için çabalayan bütün akademisyenlere selam olsun. Kıyametler kadar ihtişamlı bir vedanın sahibi Cevad Mazhar Bey’i unutmamak ümidiyle...

Ünal Toksöz

Online dergiler Online dergiler